Yeni nesil reklam anlayışındaki gerçeklik algısı
5150 ekibi için reklamcılıktaki en önemli koşullardan biri realite şüphesiz. Kurgu dünyasını yaratırken ”hangi gerçeklik?’ diye de sorulabilir tabii. Ancak reklam yazarlığı, izleyicisinin en az onu yazanlar kadar aklı başında olduğunu varsaymak durumundadır. Aksi taktirde seyirci onu küçümsediğinizi veya ciddiye almayarak onu kandırmaya çalıştığınızı düşünecektir. Özellikle de internet bu kadar yaygınlaşmışken.
Bu yüzden temsil etmeye çalıştığımız markanın, hizmet ya da ürününün reklamlarda öncelikle gerçeği yansıttığından emin olmak isteriz. Gerçek derken, ürünün ayaklarının yere ne kadar sağlam bastığı ve ürünle alakalı ne kadar az yalan söylendiğinden bahsediyoruz. Ürüne olağanüstü bir güç katmak ya da olduğundan daha havalı göstermek için yapılabilecek bazı numaralar elbette var. Ama onu da sağlıklı bir zemine oturtmak şart! Bunun için o reklam çalışmasına özel, benzersiz bir evren oluşturmak gerektiğini düşünüyoruz.
Her markanın belli sınırları, çalışanlarına ya da müşterilerine karşı fedakarlıkları ve yaşadığı özel ya da kurumsal problemleri vardır. İşte bunlar o markayı benzersiz kılan kararlar veya yaşanmışlıklardır. Bu değerler artıları ve eksileriyle olduğu gibi ele alınarak markanın sınırları gözden geçirilir, özverili olduğu düşünülen tarafları senaryoda vurgulanır, problemleri ise oluşturulacak reklam stratejisi ile giderilmeye çalışılır.
Reklam filminde tüm bunlar göz önünde bulundurularak hareket alanı yaratmak hedeflenir. Örneğin senaryo yazarken karakter oluşturma aşamasında, karakterin geçmişini düşünmek esasında bize rahatça hareket edebileceğimiz bir alan yaratır. Çünkü geçmişini düşünmediğiniz bir karakterin şu anda ya da gelecekte yapabilecekleri hakkında atıp tutamazsınız. Gerçekçi olmaz.
İşte bu gibi sebeplerden reklam filminin evrenini oluşturulurken; zaman çizgisinin hem gerisini hem ilerisini düşünerek yazmak durumundayız senaryolarımızı. Derinlik izleyen tarafından görünmek zorunda değildir ancak hissedilebilir olmalıdır. Sadece bu şekilde markaya itici olmayacak imajlar eklenebilir. Markayı tanımak, isteklerine en doğru ve işe yarar biçimde cevap verebilmek, bu türden hazırlanacak reklam stratejilerinin belirleyici unsurlarını oluşturacaktır.
Eğer siz reklam ajansınızın sizin için yalan söylemesini isterseniz, müşterilerinize gizli bir ağızdan ”siz yalanı hakkediyorsunuz” demiş olursunuz. Instagram’a yüklediğiniz bir hikayede de, LinkedIn’de paylaştığınız postta da durum değişmez. Siz markanızın arkasında duran, ne olursa olsun onu savunabilen ve her bir çalışanıyla gurur duyabilen bir yönetici olmalısınız.
Ürünü satmak için havalı olmaya, yalan söylemeye, çeşitli numaralar yapmaya bizce gerek yok. Tüm bunlar televizyon dünyasının tozlu evreninde yok olup gitmeye mahkum! Biz akıllı insanlar için, akıllı fikirler üretmek istiyoruz. Satabilecek, işe yarayan ve makul fikirler.
Atakan Karagöz